İyice dinlenip hazır olduğumu hissettiğimde yeni bir doktor arayışına girdim. Çok sevdiğim komşum Berna Laçin ile dertleşirken kendisi bana bir doktor duyduğunu aslında çok da tanımadığını ama belki bir gidip fikir almamda fayda olabileceğini söyledi. Sihirli bir andı sanki... Çok da kesin bir referans alamamış olmama rağmen kesinlikle bu doktorla gidip tanışmam gerektiğini hissettim ve hemen bir randevu aldım.
Muayene ardından yaptığımız görüşmede, Doktor Bey getirdiğim tahlillerime de bakarak herhangi bir problemim olmadığını ve hatta illa tüp bebek tedavisi ile değil yumurta takibi ile de sonuca ulaşabileceğimizi söyledi. Ama bende tekrar bekleyecek hal yoktu ve daha emin bir yola adım atmaya fazlasıyla hazırdım. "Hemen tedaviye başlayalım" dedim :) Motivasyonum doktoru bile şaşırtmıştı!
Doktorum, ilk tedavide uygulanan uzun protokoldense, 35 yaşın altında olduğum için ve yumurta rezervimde herhangi bir problem görülmediği için kısa protokolün bana daha uygun olabileceğini anlattı. İlk tedavimde uzun protokol uygulanmıştı ve tüm süreç yaklaşık 45 gün sürmüştü. İlk 30 gün ön hazırlık olarak çeşitli ilaçlar kullanmıştım, sonrasında ise yeni adet dönemine kadarki 10 gün içerisinde ise yumurtalıkların uyarılmasına yönelik ilaçlar yapılmıştı. Bu defa uygulanması planlanan kısa protokolde ise ön hazırlık dönemi olmaksızın direkt yumurtalıkların uyarılması safhasına geçilecekti. Adından da anlaşılacağı gibi bu protokol daha kısa zaman alıyordu ve 18 gün içerisinde ilaç alımı tamamlanıyor ve yumurta toplama aşamasına geçiliyordu. Kısa sürede sonuca ulaşma ümidi beni daha da mutlu etmişti :)
Doktorumun yönlendirmesiyle, tedaviye başlamadan önceki 1 ay boyunca doğum kontrol hapı kullandım. Bu, polikistik over hastası olduğum ve kistlerimi küçültmemiz için gerekli bir müdahaleydi. Ayrıca, daha önce hiç bir doktor tarafından bana polikistik over tanısı konulmamış olması da ayrı bir muammaydı da onu şimdi karıştırmıyorum.
Bu 1 aylık süreçte, uzun bir süre yurt dışı seyahati yapamayacağımı hissetmişim gibi, eşimle kendimize güzel bir seyahat planı da yaptık. Seyahat tarihimizi de nasıl isabetli planlamışsak, döndüğümüz gün (yani reglden sonraki 3.gün) iğnelere başladık. Tedavinin sonunda ümit ettiğim sonuç beni öyle mutlu ediyordu ki, iğne görünce kendinden geçen ben, her gün aynı saatte kendi kendime 2 iğne yapabilecek kadar gözümü karartabiliyordum. Her yaptığım iğnede gözlerimi sıkı sıkı kapatıp kendimi kucağımda bebekle hayal ediyordum.
OPU öncesi |
Bu tedaviyi çok fazla heyecanlanmasınlar, bir beklenti içerisine girip beni de strese sokmasınlar diye kimseyle paylaşamama kararı almıştım. O yüzden İzmir'de yaşayan annem, babam ve akrabalarımdan kimseye de söylememiştim. Fakat eşim de o tarihte yurt dışında olacağı için ve yumurta toplama işlemi genel anestezi altında yapılacağı için bana refakat edecek biri olmalıydı. Anne yarısı teyzem İzmir'den yardımıma yetişti.
Yumurta toplamı işlemi sonrası anesteziden ayılıp 23 yumurta toplandığını öğrenince ben |
31 iğnenin ardından, yumurtalarımın geliştiğini herhangi bir ultrason muayenesi olmadan dahi anlayabilecek durumdaydım. Karnım öyle şişti ki adeta su dolu gibi hissediyordum. Öyle ki yürürken ya da otururken bile zorlanıyordum. Yumurta toplama işlemi çok kısa süren ve hafif bir genel anestezi ile yapılan bir işlem. Rahatlıkla halloldu. Hastane odasında gözlerimi açtığımda tam 23 yumurta toplandığını öğrendim. Hepsi de olgundu! Hele ilk tedavide toplanan 9 yumurtanın yanında bu rakam beni çok çok mutlu etmişti.
Şimdi ise, benden toplanan yumurtalar eşimin spermleriyle laboratuar ortamında birleştirilecek ve ertesi gün kaç yumurta döllendiğini, yumurtaların kalitesi ne olduğunu doktorum bana telefon ederek söyleyecekti. Ah o telefonu beklemek!! Ne heyecan! Ne stres! O gece herşeyin yolunda gitmesi için ne dualar ettim!Benim vücudum dışında, doktorların ve laborantların müdahalesiyle ve Allah'ın izniyle benden ve eşimden parçalar birleştirilecek ve bir can tohumu oluşturulacaktı. Büyülü bir olay değil mi?
İlk tedavimiz sonrası doktorumuz telefonda "hiç bir yumurtanın döllenmediğini" söylemesiyle dünyamın başıma yıkılmasının acısı henüz çok tazeydi. O yüzden ertesi gün telefon her çaldığında aynı kalp çarpıntısıyla zıplıyordum. Neyse ki bu defa doktorumun sesi çok neşeliydi. Toplanan 23 yumurtanın 17'si döllenmişti ve kaliteleri çok iyi gözüküyordu, hatta 5. gün transferi yani blastosist transferi yapılabilecekti. Sevinçten havalara uçtuk tabii :)
Böhüüüü ipek böhüüüüü. Yüz kere okusam yüz kere ağlarım bu hikayeye. Cok cok uzun yıllar mutlu huzurlu sağlıklı yasayın erenle yamanla işallah, cok seviyorum sizi de hikayenizi de❤️
YanıtlaSilBu doktorun adını alabilirmiyiz nasıl ulaşırız kendine. Çok sevdiğim arkadaşım için istiyorum uzun süredir uğraşıyor. Artık ümidini yitirme safhasında
YanıtlaSil