3 Mart 2015 Salı

Bir Hamile Olamayış Hikayesi

Bonibonlar tam zamanlı okula başladığından beri evde elimi sürmediğim yer, karıştırmadığım tozlu raf kalmadı :) İşte az önce de, taşındığımızdan beri açmadığım bir kutunun içinde tüp bebek tedavimden, bonilerin doğumuna dek yazdığım günlüğümü buldum. Noolur ne olmaz internet ortamına taşıyayım da bonilere hatıra kalsın ve aynı yoldan geçen anne adaylarının heyecanlı kalplerini yatıştırsın, ellerinden tutsun diye her sayfayı bloga geçirmeye karar verdim.

Tüp Bebek Tedavisine Başlamadan Önce:
Bebek sahibi olmaya karar verdiğimizde, bu denli zahmetli ve çalkantılı zamanlardan geçeceğimizi hiç düşünmemiştim. Ben kendimi bildim bileli anne olmak istedim. Gözlerimi kapatır çocuklarımla oynayacağım oyunları, danslarımızı düşünür neşelenirdim. Evlendikten sonra bana kalsa hemen anne olmak niyetindeydim :) Hadi eşim gezmek istese, keyif yapmak istese... en fazla 2 sene bekleyecek ve hamile kalacaktım. Hatta 1 değil, 3 çocuğum olacaktı. Hele bir ikizim kesin olacaktı. Ortaokul lisede gittiğim falcılar öyle söylemişlerdi, hepsi mi yanılacaktı? Zaten, ikizi olan kocayı da bulmuştum :) İşim kolaydı... Ama hiç de öyle olmadı işte!!!

Bebek kararını gündeme aldıktan sonra her ay heyecanla bekliyor, herhangi bir değişiklik var mı diye kendimi dinliyordum. Süreç 4 ay kadar uzadıktan sonra doktora gittim. Herhangi bir terslik yoktu görünen. Doktorum yumurta takibi yapmamızı önerdi.

Yumurta takibi öncesinde benim hormon tahlillerim yapıldı herhangi bir sorun gözükmedi. Ve yumurta takibine geçtik.

Bu aşama, bebek sahibi olmak yolunda alınabilecek ilk ve en basit yardım. 2 günde bir doktor kontrolünde, ultrason ile muayene edilerek yumurta gelişimi izleniyor. Ovulasyon (yumurtlama) gerçekleşiyor mu, çatlıyor mu doktor onları gözlemledikten sonra, bebek için "verimli" zamanlar öğreniliyor. Akabinde de malum... :) Ev ödevinizden pozitif sonuç almak için dua ediyorsunuz. Doktor yumurtlamaya yardımcı bazı ilaç takviyeleri veriyor bazen. Bu sayede de nur topu gibi "elverişli" yumurtalarınız oluyor. Hatta normalde her ay genelde 1 adet yumurta üretiyorken bu ilaçlar sayesinde birden çok yumurta üretebiliyorsunuz ve bu da çoğul gebelik şansınızı (risk demiyorum) çoğaltıyor. Bu aşamada ben ikiz olsun diye bolca dua etmiştim :)))

1 seneye yakın doktora gitmeden sonuca ulaşamamış olup üzerine de 5 ay kadar yumurta takibi ile de sonuç alamayınca daha ileri tetkikler yapılmasına karar verdik. Doktorumun bana izah ettiğine göre kısırlık taramasında 3 ayaklı bir araştırma yapılırmış:

- Hormon tetkikleri (yumurtlama fonksiyonları inceleniyor)
- Spermiogram (sperm testi ile sperm fonksiyonları inceleniyor)
- Rahim Filmi (HSG- tüplerin ve rahmin fonksiyonu inceleniyor)

Biz bu testlerden sırasıyla geçtik. Hormon testlerimi başarıyla geçtim, yani herhangi bir sorunumuz yoktu. Eşim de kendi testinden pekiyi ile geçti. Son aşamada yani rahim filminde öğrendik ki rahime giden sağ tüp de herhangi bir sorun yokken, sol tüpüm tıkalıymış. Bir tüpün tıkalı oluşunun doğal yollardan hamile kalmayı tamamen engellemese de, şansı %50 oranında azaltabilen bir etken olduğunu söyledi doktorumuz. Yani tek burun deliğiniz tıkalı olsa da nefes almaya devam etmek gibi bir şey. Yol tamamen kapalı değil ama arızalı işte :)

Yumurta takibinden sonra genelde önerilen diğer yöntem ise aşılama yani inseminasyon. Bu yöntem, aslında sperm ve yumurtanın doğal yöntemle buluşmasının müdahale edilmiş hali. Yani baba adayından alınan, laboratuvar ortamında seçilen ve yıkanan sperm örnekleri bir borucuk (katater) yardımıyla direkt olarak anne adayının rahmine bırakılır. Bu sayede, spermlerin işi bir nebze kolaylaşmış olur ve tüplere daha yakın bir yere bırakılan spermlerin yumurtaya doğru gitmeleri kolaylaştırılır. Fakat biz bu yöntemi direkt olarak eledik, çünkü bırakılan spermlerin yumurtaya gidiş yolu (yani bir tüp) kapalıydı :) Yol kapalı olunca hedefe ulaşmak da pek kolay olmayacaktı. Biz de direkt tüp bebek tedavisine geçmeye karar verdik.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder