13 Haziran 2015 Cumartesi

İKİZLERDE UYKU

3,5 yıllık ikiz anneliği kariyerimde bana en çok sorulan soru bu oldu herhalde. Nasıl uyutuyorsunuz?
Bence çocuk gelişiminde en en en önemli nokta UYKU! İştahından, oyunundan ondan bundan daha önemli. Çünkü uykusunu alamayan çocuk ne yaparsanız yapın huysuz ve iştahsız oluyor. "Huysuz bebek yoktur, uykusuz bebek vardır" benim bu konudaki mottom.


Bilin bakalım kim bu uykucu Boni?
An itibariyle verdiğim tüm uyku eğitimleri, okuduğum kitaplar, dinlediğim seminerler ve uyguladığım metotların etkileri pufffff diye uçup gitmiş olsa da, uyku düzenlerinden son derece rahatsız olsam da ilk başlarda yaşadığım tüm sıkıntıları yenmiş ve bir düzen oturtabilmiştim. Şimdi de yine durumun üstesinden geleceğim biliyorum. Baltamı gömdüğüm yerden çıkardım, savaş boyalarımı sürdüm ve mücadele etmeye hazırım.

Ama dedim ki uyku meselesini iiiilk baştan bir ele alayım ki, eksik gedik bir şey kalmasın.

Bonibonlar doğduklarında 34 hafta 5 günlük idiler. İkizler için normal sayılabilecek bir hafta fakat tek bir çocuk olarak düşünürsek 5 hafta 2 gün erken doğdular. Bir bebeğin anne rahminde geçirmesi gereken 40 haftaya varamadık, kısa dönem hamilelik yapmış oldum. İlk doğduklarında Yaman 1.900gr, Eren 2.200 gr idi. Kuvöze girmediler ama 1 hafta hastanede kaldık ve doktorların hemşirelerin yakın ilgisiyle büyümeleri gözlendi. Hastane çıkışında çocuk doktorumuz bazı kilit noktalara değindi, ben de birebir uyguladım.

"Nasıl bir uyku ortamı sağlamalıyız?"

Loş ortam, hafif müzik, beyaz gürültü

Doktorumuz bonibonların erken doğduklarını, dolayısıyla anne rahminde geçirmeleri gereken 40 haftaya erişemediklerini, bu sebeple şu an onlara hala anne rahmindeymiş gibi davranmamız gerektiğini söyledi. Biz de onlar 40 haftalık olana kadar, yani 5 hafta 2 gün daha onlara anne karnındalarmış gibi muamele ettik. Odalarında hep loş ışık, beyaz gürültü, 23 derece sıcaklık olmasına dikkat ettik. Odalarından neredeyse hiç çıkartmadık, eve gelen misafirler bile odalarında ziyaret ettiler.  Işığı hiç tam açmadık. Yanlarında hep sakin, kısık sesli konuştuk. Tabletten indirdiğimiz "beyaz gürültü" uygulamaları sayesinde yanlarında hep anne rahmindeki sesleri andıran uğultulu sesler yayınladık. Henüz doğmamış bebeklermiş gibi davrandık. Onlar da mütemadiyen uyudular :)




"Aynı yatakta mı ayrı yataklarda mı yatırmalıyız?"
Aynı yatağı paylaşan boniler
Anne rahmi ortamı sağlamak kuralımız gereği, 35 haftadır yanyana dipdibe yaşamlarını sürdüren, birbirlerinin varlığına alışmış bonibonları yine aynı şekilde yan yana tuttuk. Tek bir karyolada, yüz yüze veya sırt sırta yattılar. Kuzularım yaa ay ne güzeldi o zaman! Birbirlerini kendilerinin uzantısı, herhangi bir uzvu sanıyorlardı sanki! Hani sanki Yaman'a göre Eren onun üçüncü kolu, Eren'e göre Yaman bir üçüncü bacak gibi filandı! Ahh yaa zalimsin zaman!
40. haftalarını tamamladıklarında, yani doğumlarından 5 hafta sonra yataklarını ayırdık. Herkes kendi yatağına yerleşti.

Odaları bir hayli büyüktü ama yatakları yanyanaydı hep (hala da öyledir). Yataklarının arasında sadece bir "ebeveyn sandalyesi" var. Bu yerleştirme, ikiz bebek bakımında püf noktalardan biri bence. Bu sayede, tek kişi iki bebeğe rahatlıkla bakabiliyor.

"Uyku düzenlerini nasıl yapacağız?"
Yeni doğan bebeklerde ilk 6 ay neredeyse mütemadiyen uyku uyuma ihtiyacı var diyebiliriz. Özellikle yenidoğanlarda 3 saat arayla beslenmenin sağlanması dışında sürekli uyku ihtiyacı var. Zaten 10-15 dakika beslenme dışında geri kalan saatlerini uykuda geçiriyorlar. 24 saatin 18 saati uykuda oluyorlar. Bu noktada özellikle ikiz bebekler için püf nokta şu: aynı anda uyusunlar, aynı anda uyansınlar. İkiz bebeklere tek bir bebekmiş muamelesi yapmak annenin hayatını kolaylaştırıyor! Kesin bilgi! Aksi takdirde, iki ayrı bebek için iki ayrı zamanda uyanmak, iki kere beslemek vs annenin giderek zombiye dönüşmesine olanak sağlıyor.

Peki biri uyurken, öbürü acıkıp uyanırsa? Öbürünü de mi uyandıracağız? Evet! Aynen öyle... Hiç "aman uyuyan çocuk uyandırılır mı?" demeyin, uyandırın! Bu şekilde ikizlerin biyolojik saatleri birbirlerine uyumlanmış oluyor ve tek bir bebek gibi davranmaya başlıyorlar. Gece aynı anda uyanan, aynı anda beslenen iki ayrı bebeğin bakımı ister tek kişi, ister yardımcı desteğiyle olsun, çok daha rahat oluyor.

"Emzik ve Kundak gibi destekler kullanmalı mıyız?"
Yenidoğan bebek reflekslerinden biri de Moro refleksi yani bebeğin ürkme refleksiyle birden kollarını yukarı doğru kaldırması, sıçraması biliyorsunuz. Bonibonlar da çoğu bebek gibi bu şekilde uyanabiliyorlardı. Ben bunu "kundaklama" ile aştım. Doktorumuz kundağa karşı değildi. Sadece doğru kundaklama yöntemi uygulamaya dikkat edildiği takdirde, kundaklanmanın bebeğe zarardan ziyade faydası olduğunu söylemişti. Zaten özellikle ikiz bebekler, anne karnında dar alana çok alıştıkları için sıkışıklıktan, sarıp sarmalanmaktan çok hoşlanıyorlar ve kendilerini anne rahminin güveninde hissediyorlar.
Emziği de kullandım ve uykuya dalmalarında çok da faydasını gördüm.
6 aydan sonra uyku arkadaşı olarak "tülbent" kullandım, hala da uyku örtüleri yani tülbentleriyle uyuyorlar.

"Uykuya geçmelerini nasıl sağlayacağız? Kucakta mı? Yatakta mı uyumalılar?"

Mama saati sonra uykuya yenik düşmüş baygınlar
Doktorumuz bize ilk 6 ay çocukların kucağa alışmaları, şımarmaları mümkün değil, anne şefkatini, ten temasını hissetmeleri büyümeleri için gerekli olduğunu söylemişti. Kucakta ya da memede uyuyakalırlardı bazen, öylece yataklarına koyardık. Kucağımda ya da memede uyuyakalmaları benim için o zamanlar eşsiz bir mutluluk olsa da ileride başıma gelebilecek problemlerden bihaberdim o sıralar. 6 aydan sonra da kucağımda uyumalarına izin verdim. Hatta kucağımda uyutup öyle yataklarına bıraktım.
Fakat tek bir kucağım ve iki bebeğim olduğu için sürekli bir destek insana ihtiyacım vardı. 5 aydan sonra sürekli kucakta sallanarak uyuyan iki bebeğim olduğunda çok sıkıntı çektim. O yüzden annelere tavsiyem bebeğinizi kucağa alın elbet, doyasıya vakit geçirin. Ama bence, uykularının geldiğini hissettiğiniz an yani esneme, göz ovuşturma ya da herhangi bir sinyal aldığınız an onları yataklarına bırakın ve kendi kendilerine uyumalarını öğrenmelerine fırsat verin!

Ben, kendi adıma konuşursam bebeklerin ağlatılarak uykuya alışmaları taraftarı değilim. Ağlamalarına hiç gönlüm el vermiyor ama özellikle kucağa alıştıklarından sonra (6 aylıklardı) yatağa geçirene kadar ağladılar ama her seferinde kucağıma tekrar alıp, sakinleştirip, uyku moduna geçtiklerini hissettiğim an yatağa bıraktım. Yani kucağımda değil, yataklarında uykuya geçmelerini sağladım.

İlk 6 ay bebeklere uykuya geçmeyi öğretmek, uyku düzeni eğitimi vermek bence pek doğru değil. Bu süreçte yapılacak en önemli şey gece-gündüz ayrımını anlamalarını sağlamak. Bunun için biz, akşam saat 18:30'dan sonra karanlık ortam, gözgöze temastan kaçmak, konuşmamak, iletişime geçmemek gibi yöntemler kullanarak, gecenin farkına varmalarını sağlamıştık.

6 aydan sonra ise, uyku düzenini oluşturmak adına bazı uzmanlardan destek almıştım. Siz de;

  • Seride Samurkaç Karaç'ın Uyku Meleği web sitesinden ya da Türkçe'ye çevirdiği "İyi Uykular Tatlı Rüyalar" isimli Kim West'in kitabı
  • Uyku Danışmanı Pınar Sibirsky'nin My Kundak web sitesine göz atabilirsiniz.

6 aydan sonra dünyayı tanımaya olan ilgileri artan, uyanık kalma süreleri uzayan ve kucağa alışmış Bonibonlarımı nasıl yatakta kendi kendilerine uyur hale getirdiğimi ve bu süreçte döktüğüm alın terimi bir sonraki yazımda paylaşacağım.

Peki siz 6 aya kadar ikizlerinizin ya da bebeğinizin uyku düzeninde nelere dikkat ediyorsunuz? Yorumlarınızı merakla bekliyorum.

Sevgiyle,

İpek