12 Nisan 2015 Pazar

NEGATİF SONUÇ SONRASI NEKAHAT DÖNEMİ VE TAVSİYELER

İlk tüp bebek deneyimimiz başarısızlıkla sonuçlandı. Bunu böyle yazılı halde görünce daha bir içime oturuyor sanki... Öyle inandırmıştım ki kendimi. Hamilelik testi sonucunu aldıktan sonra hiçbir teselli cümlesine, olasılık yüzdelerine, şapşal matematik hesaplarına hazırlamamıştım kendimi! Gençtim, ciddi bir sorunum bile yoktu, doktorum bana öyle bir gaz vermişti ki sonucun negatif olmasını beklememiştim hiç. Elbet endişelerim olmuştu, karamsarlığa da düşmüştüm belki ama...Öyle kötü sonucu çağıracak kadar da değil. Doktorumun "İpekçim, hamilelik hormonun yüzde 0, hiç bir değer yok" kelimelerini yanyana sıralama acımasızlığında bulunmasıyla kulaklarım çınlayarak göğsüm sıkışarak evime postalanmıştım. O çaresizlik, o ezilmişlik... Yaşayan bilir, anlatması kolay değil.

Karamsarlığı, korkuyu dibine kadar yaşayan bir insan olsam da, Allahtan çok uzatan bir insan değilimdir. Nitekim yine çabuk toparladım. Kendime döndüm, okudum okudum... İngilizce, Türkçe, Fransızca ne makale ne yorum varsa okudum. Ne iyi gelir, ne yapmak lazım... Önce ihtiyacım olan gücü içimde bulmaya karar verdim. İyileşme ve güç toplama döneminde bana iyi gelen bir kaç öneriyi paylaşmak istiyorum. Bunlar elbette herkeste aynı etkiyi göstermeyebilir, sonuçta genel geçer bir doğruluğu yok belki. Ama bende çok işe yaradığına inanıyorum.

  • MEDİTASYONa başladım. Çok da iyi geldi. İçimde dört nala koşan sabırsız at sürüsünü dizginledim. Youtube'dan "chakra meditation", "fertility meditation" (doğurganlık meditasyonu) anahtar kelimeleriyle bir dolu meditasyon buldum. Sabah uyanınca, akşam yatarken ve kalbim sıkıştığı her anda açtım onları dinledim. Kafamı boşalttım. Evrende var olduğuna inandığım iyileştirici bir enerji tarafından iliklerime kadar şifalandırılmaya niyet ettim. Bazılarına tuhaf gelebilir ama ben etkisine çok inandım. İlgilenenler için tavsiye edebileceğim bir kaç videoyu paylaşıyorum. Bunlar da var.

  • NEFES EGZERSİZLERİni keşfettim. Doğru nefes alarak vücuttaki tüm hücrelerin ihtiyaç duydukları oksijene en doğru şekilde ulaştıklarında tüm bünyemizin çok daha sağlıklı çalıştığını öğrendim. Doğru nefes teknikleriyle kısırlık, kanser ve çeşitli hastalıkların dahi önüne geçilebileceğini gördüm. Çoğunuzun instagram'dan "melinasmom" ismiyle tanıdığınız Merve Öztürk'ün de çilekli dondurması Melina'ya kavuşma yolunda yaşadıklarını blogundan  okuyabilir dahası aldığı nefes eğitim sertifikaları sonucu edindiği öğrenim ve tecrübelerinden melinasmom4@gmail.com mail adresine mail atarak yararlanabilirsiniz.

  • DÜŞÜNCE GÜCÜ ile İyileşme üzerine bolca kitap okudum. Özellikle Louise Hay'in Düşünce Gücüyle Tedavi başta olmak üzere diğer kitaplarını başucu kitabım yaptım. Deepak Chopra'nın ve Osho'nun kitaplarını okudum. Hepsi sayesinde ruhumun genişlediğini, içimin ferahladığını hissettim. Tedavi süresince en önemli şeyin düşünce gücü olduğuna ve bu sayede başarıyı elde edeceğime yürekten inandım. Sağlık ve iyileşme ile ilgili olumlamaları sürekli zihnimden geçirdim. Bu sayede bilinçaltımı sağlıklı olduğu yönünde kodladım ve bedenimin bu süreci başaracağına olan inancımı kazandım. Güçlendim, inandım...


  • Bazı BESLENME KÜRLERİ uyguladım.
her sabah bir minik bardak
buğday çimi
BUĞDAY ÇİMİni keşfettim. Yapılan araştırmalarda kısırlık üzerine ciddi bir etkisi olduğunu ve doğurganlığı artırdığını okudum. Ayrıca, tüm vücudun yenilenmesi ve sağlık üzerine çok önemli faydaları olduğunu öğrendim. Hemen sipariş verdim. Evimde kendi buğday çimimi yetiştirdim :) Tohumları ektim, suladım, bekledim, kestim... Her sabah suyunu sıktım ve bir bardak içtim. Saymakla bitmeyen faydaları olan, güneş enerjisinin konsantre hali olarak anılan bu mucizevi besinle ilgili daha geniş bilgiye buradan ulaşabilir ve sipariş verebilirsiniz.

BAL+TARÇIN+ÇÖREKOTU+POLEN karışımının doğurganlık üzerine olumlu etkileri olduğunu öğrendim. Zaten bal, arı sütü ve polen'in oluşumuna, dokusuna, görüntüsüne bile her zaman hayrandım ve bal ürünlerine her zaman mücevher muamelesi yapardım :) Doğruca, güvendiğim bir balcıya gittim. İstinyePark Alışveriş Merkezi'ndeki  Ballıbağ Mağazası ve şimdi adını hatırlayamadığım ama İzmir Alsancak Reyhan Pastanesi karşısındaki Garanti Bankası'nın yanındaki taksi durağının orada bulunan bal satan küçük dükkana bolca uğramışımdır. Her sabah birer çay kaşığı bal+polen+tane çörekotu+tarçın karışımını aç karnına aldım.


Ve bunların yanı sıra her zaman olumlu ve mutlu olmayı, her anım için bolca şükretmeyi alışkanlık haline getirdim. Bebeğim olmasa dahi kendimle ve eşimle çok mutlu olduğumuzu, anne olamamanın dünyanın sonu olmadığını kabul ettim. Korktuğum düşüncelerle barıştım. Her şeyin hayırlısını diledim :)

O dönemki ruh halimi tam anlamıyla yansıttığı için çok sevdiğim bir fotoğrafım :)


İki tedavim arasındaki bu nekahat dönemi bana çok şey kazandırdı. Hayatın bana sürprizlerine hazırlandım, kendimi yeniden keşfettim.

Hayat hiçbir zaman umutsuzluğa düşülmeyecek kadar güzel... Anladım ki her ne oluyorsa, her ne yaşanıyorsa herşey bizim hayrımıza yaşanıyor. Aslında, yaşanan şey o anda dünyanın sonu gibi gözükse dahi şükretmek gerekiyor...

Sevgiyle...

İpek









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder